Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitim (MTE) Üzerine Kısa Bir Analiz
“İşe Dayalı MTE Modelinin öğrenci kaynağı sorununu çözmek için, konu, Türk eğitim sisteminin bütünlüğü içerisinde ele alınmalıdır. Buna göre ortaöğretimdeki piyasa ve bilim karşılığı olmayan çeşitliliğe son verilerek, sistem sadeleştirilmelidir.”
Prof. Dr. Burhan Akpınar,
Eğitim Fakültesi, Fırat Üniversitesi
Çağdaş MTE sorunlarını anlamak, bununla ilgili tarihi arka planın derin analizini gerektirir. Zira hiçbir eğitim düşüncesi, tarihi ve teorik bağlamdan ayrı ele alınamaz.
Hiçbir ülkenin MTE sistemi, tam olarak Türkiye’ye uymaz. Bu bakımdan, MTE modellerini ithal etmek yerine, ülkemizin sosyal, kültürel, ekonomik ve politik realiteleri üzerine yerli ve milli bir model kurgulanmalıdır. Bu kurguda, “okula dayalı mevcut modelden” vaz geçip, “işe dayalı modele” geçmek önemlidir.
İşe Dayalı MTE Modelinin öğrenci kaynağı sorununu çözmek için, konu, Türk eğitim sisteminin bütünlüğü içerisinde ele alınmalıdır. Buna göre ortaöğretimdeki piyasa ve bilim karşılığı olmayan çeşitliliğe son verilerek, sistem sadeleştirilmelidir. Bu sisteme öğrenci yönlendirmek için ilköğretimden başlayan kişilik, ilgi ve yetenek izlemeleri yapılmalıdır. Bunun için okul rehberlik servisleri işlevsel hale getirilebilir.
Endüstri 5.0’a giden günümüz dünyasında MTE ortaöğretimde başlamalı. Çünkü bütün eğitim kuramları başarıyı, bilişsel altyapı, dil ve genel yeterlilik ile ilişkili görmektedir. Bunun örneği Türkiye’deki sanayi sitelerinde mesleki ve teknik işlerde bir ömür tüketen usta/çırakların orijinal patent üretememeleridir. Zira bilişsel potansiyelleri (genel kültür, dil yeterliği, sayısal ve dijital beceriler) zayıftır.
MTE bağlamında okulların işlevleri:
İlköğretim; bireyin ilgi, yetenek ve kapasitesini izlemek, meslekleri tanıtmak ve bu doğrultuda zihinsel olarak yönlendirmek.
MTE Ortaöğretim: Mesleklerin tanıtılması, meslek ve kariyer seçimi ve seçilen meslekte Mesleki Yeterlilikler Kurumunun 4. Seviyesinde eğitim. Bu eğitim okul-sanayi işbirliği içinde yapılmalıdır.
Ön lisans (MYO): MTE ortaöğretimle organik bağı kurulmuş olan bu okullar, seçilen meslekle ilgili, bireye tamamlayıcı uygulama yeterlikleri kazandırmak (Mesleki Yeterlilikler Kurumunun 5. Seviyesinde).
MTE Lisans: Meslekle ilgili teorik ve uygulama yeterliği kazandırmak olmalı (Mesleki Yeterlilikler Kurumunun 6. Seviyesinde).
MTE Yüksek lisans: Meslekle ilgili teorik ve uygulama yeterliliğini, katma-değere dönüştürecek seviyeye çıkarmak (Mesleki Yeterlilikler Kurumunun 7. Seviyesinde).
MTE Doktora: Meslekle ilgili sentez düzeyinde teorik altyapı ve patente dönüşecek uygulama yeterliği kazandırmak. (Mesleki Yeterlilikler Kurumunun 8. Seviyesinde olmalıdır). Bunun için MTE ile ilgili yüksek lisans ve doktora programlarının, iş piyasasından sipariş alacak şekilde düzenlemeler yapılmasında yarar vardır.
Türkiye’de MTE’in önünü açmak için teorik ve uygulamada atılacak adımlar:
- İş, çalışma ve başkasına yük olmama konularının kutsiyeti, değeri, saygınlığı dini kaynaklar (ayet ve sünnet) desteği ile ilkokuldan (hayat bilgisi ve din dersi) itibaren zihinlere yerleştirilmelidir. Aileler de cami, TV ve internet gibi vasıtalarla konuda bilinçlendirilmelidir. Böylece herkesin lisans eğitimi alması gibi bir garabetten kurtulmak mümkün olabilir.
- Üniversitelerin kontenjanı mutlaka düşürülmelidir. Zira ülke ekonomisinin üniversite mezunlarına iş üretme potansiyeli yoktur. Bu durumda kamu kadroları şişmekte, reel sektördeki istihdam ötelenmektedir ki, bu iş ve üretim kaybıdır.
- Tematik meslek liseleri ve üniversiteler kurulmalıdır. Her okul ve üniversitenin aynı bölümleri açması, dünyanın gidişatına terstir.
- Organize sanayi bölgelerinde MYO ve meslek lisesi açma doğru bir politikadır, genişletilmelidir.